istanbul escort , escort esenyurt
bursa escort sitesi , escort bursa
Bugun...


Selim Han YENİACUN

facebook-paylas
İsrail’in ‘B' Planı: Afrika’da Menfaat Arayışı
Tarih: 03-12-2018 10:46:00 Güncelleme: 13-12-2018 14:53:00


 

İSTANBUL - Selim Han Yeniacun

İsrail devleti kurulduğu günden bu yana dış politik dengeleri faydacı çerçevede ele alarak değişen şartlara göre evriltmekte mahir bir siyasi kültüre sahip. Bu kültürün ortaya çıkışında, bugünkü olaylara benzer krizlerle karşılaşılması ve bunların aşılması için uluslararası kamuoyuna yönelik farklı yöntemlerin izlenmesi etkili oldu. Günümüzde İsrail’in, başta Filistin meselesi olmak üzere, Gazze’nin defalarca bombalanması, İran’a uygulanan ambargonun devam ettirilmesi yönünde dünya kamuoyunu etkileme girişimleri, Lübnan hava sahasının defalarca ihlali, Suriye’ye karşı düzenlenen hava saldırıları ve Golan’daki işgalin devam etmesi gibi konularda değişmeyen agresif politikaları, tüm dünyada ciddi tepkilerle karşılaştı ve neticesinde de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki ABD’nin Kudüs kararını tanımama oylamasında İsrail için bir diplomatik felaketle sonuçlandı. Bu gibi durumlarda İsrail dış politikası B planını devreye sokarak uluslararası kamuoyunda mevzi kazanmaya çalışır. İşte bu yazıda ele alınacak İsrail’in Afrika açılımı da bu minvalde bir dış politika planı olarak değerlendirilebilir.

İç politikada “Yahudi devleti yasası” gibi antidemokratik bir temel yasayı meclisten geçiren İsrail hükümeti, aynı zamanda Batı Şeria’daki yasadışı Yahudi yerleşimlerine destek vererek bölgede yaşayan Arapları demografik anlamda antidemokratik şekilde baskı altına almaya çalışıyor. Bu kararları almasında hükümetin en önemli motivasyon kaynaklardan biri de iç politikadaki şahin tavrı sayesinde Yahudi sağ seçmenin teveccühünü kazanma hevesidir. İsrail’de agresif iç politikanın geniş bir destek bulduğu yıllardır aşikar. Fakat bu minvalde düşünüldüğünde, İsrail’in dış politik prestiji ise ayrı bir siyasi sorun oluşturuyor. İç politik baskı enstrümanlarına karşın, alacağı uluslararası tepkiyi yumuşatma amacıyla İsrail son yıllarda aktif bir mekik diplomasisi izliyor. Rusya’dan Çin’e, ABD’den Güney Amerika’ya uzanan ve Başbakan Binyamin Netanyahu’yu her ay başka bir ülkede görmemize neden olan da İsrail’in uluslararası kamuoyundaki imajını güçlendirmeyi hedefleyen bir diplomasi trafiği. 2016 yılından itibaren Türkiye ilişkilerinin yeniden normalleşmesi için atılan adımlardan tutalım; Mısır, Suudi Arabistan ve Körfez’e uzanan yatırım temelli ekonomik ilişkilere; Suriye meselesinde Rusya ile sürdürülen aylık görüşmelerden, Çin’in Doğu Akdeniz-Kızıldeniz hattındaki politikalarında kilit ülke olma uğraşına kadar pek çok hamleyi de yine bu kapsamda değerlendirebiliriz.

İsrail için, iktisadi getirisi yüksek olan dış ilişkilerin siyasi olarak da aynı verimliliğe sahip hale getirilmesi çok önemli. İsrail’in iç politik hamlelerinin uluslararası kamuoyunda yeterli desteği görmemesi, hükümetin dış politikada verimliliği arttırmak için yeni açılımlar yapmasına sebep oluyor. Bu kapsamda, diplomatik bağların güçlendirilmesi ve uluslararası destek bulma girişimlerinin son hedefi Afrika kıtası oldu. Orta Afrika devletlerinden Çad’ın devlet başkanı İdris Debi’nin geçtiğimiz günlerde İsrail’e gerçekleştirdiği ziyaret, bu açılımı bir kez daha gündeme taşıdı. Zannedilenin aksine, İsrail’in Afrika ile olan ilişkileri son yılların bir ürünü değildir. Fakat ilişkilerin en başından itibaren İsrail devletinin çıkarları ağırlıkta olacak doğrultuda şekillenmesi, 1973 Yom-Kipur Savaşı sonrası ciddi bir kopuşa sebep olmuştu. Bu kopuşun ardından, Afrika’nın İsrail için tekrar öncelikli bölge olması süreci ise yılları buldu.

İsrail’in ‘B' Planı: Afrika’da menfaat arayışı

Dünden bugüne paralel eğilimler

Hem konum hem de stratejik ortaklık arayışları çerçevesinde Afrika 20. yüzyılın başından beri Yahudilerin ilgi odağındaki bir bölge olageldi. Bu ilgiyi, teorik olarak, siyasal Siyonizmin kurucusu Theodor Herzl’e kadar geri götürebiliriz. Herzl 1902’de yayımlanan Altneuland (Eski-Yeni Toprak) adlı eserinde, Afrika milletleri için “Kendi milletimin kurtuluşunu arzu ettiğim gibi, Afrika’nın kurtuluşunu da diliyorum” diyordu. Bugün ise İsrail’in Afrika’daki etkili diplomatlarından biri olan, Senegal ve Gine nezdinde büyükelçilik faaliyetlerinden sorumlu Paul Hirschon, İsrail’in modern Afrika politikalarını yüz yıl önceki motivasyona paralel şekilde açıklıyor: “Afrika gibi biz de işgal edildik, sömürgeleştirildik ve modern zamanlarda egemenliğimizi tekrar elde ettik.”

Pekala, bu motivasyon, gerçekten İsrail’in kendisini Afrikalı mazlum milletlerle özdeşleştirmesinden ve onların maruz kaldı sömürgeciliğe Yahudilerin de maruz kaldığına inanmalarından mı kaynaklanıyor? Bu sorunun cevabı, İsrail’in Afrika ile olan ilişkilerinin gelişim evrelerine bakılarak rahatlıkla verilebilir.

İsrail’in son dönemde Afrika’nın batısına, doğusuna ve ortasına yönelik üç koldan yürüttüğü dış politika hamleleri, devletin kurulduğu tarihlerde (organik bağlar ve jeopolitik öncelikler nedeniyle) sadece Afrika’nın doğusuna odaklanmış bir vaziyetteydi. Etiyopya gerek barındırdığı Yahudi nüfus gerekse Eritre’nin kendisinden ayrılmadan önce sahip olduğu avantajlı jeopolitik konum sayesinde, İsrail’in Afrika’daki stratejik ortağı mertebesinde yer alıyordu. İtalya’nın Etiyopya’yı işgali (1936) sırasında, Etiyopya İmparatoru Haile Selassie’nin Kudüs sürgününden itibaren, Yişhuv (Britanya Manda dönemi Yahudi komün yönetimi) ile Etiyopya arasında güçlü bağlar tesis edilmişti. 1958 yılında İsrail’in Ortadoğu ve Afrika’da yalnız kalmamak için, Sovyet tehdidine karşı ABD’yi desteklemeye ikna ettiği Çevresel Pakt’ın önemli üyelerinden biri yine Etiyopya olmuştu. İsrail’in Afrika ile ilişkilerinin gelişmesinin önemli sebeplerinden biri olan silah ticareti ise 1960’lı yıllar boyunca, başta Etiyopya olmak üzere, Gana ve Güney Afrika gibi ülkelerde İsrail’in popülerliğini artırmıştı. Ortadoğu’da “batılı bir demokrasi” olarak anılmaktan pek memnun olan İsrail, 1980’lere kadar Afrika’nın otoriter rejimlerini desteklemek, kendisine yakın mevcut iktidarları korumak ve kendi çıkarlarıyla örtüşmeyen yönetimlere sahip ülkelerin çoklu etnik yapılarından faydalanıp bölünmelerini desteklemek gibi dış politik tercihlere başvurmuştu. Özellikle Güney Afrika’daki apartheid rejimine desteğini saklamayan, geçtiğimiz yıllarda ise Güney Sudan’ın ayrılmasında büyük çaba sarf eden İsrail’in, kendi güvenlik parametrelerini dışarıya aktarılan politik motivasyonların önünde tuttuğu aşikar bir şekilde biliniyor.

İsrail’in Afrika açılımı, 1950’lerin ortalarında dönemin başbakanı David Ben-Gurion ve dışişleri bakanı Golda Meir’in girişimleriyle diplomatik olarak başlatılmıştı. 1967 Savaşı öncesinde, 32 Afrika ülkesiyle diplomatik ilişkisi bulunan İsrail,10’uyla da askeri işbirliği antlaşması imzalayacak düzeye gelmişti. 1967 ve 1973 savaşları nedeniyle Afrika kıtasıyla diplomatik ilişkileri nerdeyse tamamen kesilen İsrail uzun süre boyunca, Filistin meselesinde Afrika Birliği ve İslam Ülkeleri İşbirliği Teşkilatı’na paralel tavır alan Afrika ülkelerine yönelik aktif bir siyaset geliştirememişti. Özellikle Libya ve Mısır’ın Afrika ülkeleriyle ilişkilerinin sağlamlığı, kıtayı neredeyse blok halinde, işgalci konumdaki İsrail devletine karşı bir tavır almaya zorlamıştı.

1980’lerin Mısır-İsrail ve 1990’ların Filistin-İsrail barış görüşmeleri İsrail’in yeni Afrika siyasetini geliştirebilmesi için yeni dönüm noktaları olurken Afrika kıtasındaki Yahudiler ise bu dönemlerde gerçekleşen “Musa Operasyonu”, “Yuşa Operasyonu” ve “Süleyman Operasyonu” gibi mülteci nakil faaliyetleriyle Sudan ve Etiyopya’dan İsrail’e götürülmüşlerdi. Bugün İsrail içinde yaşayan “Beta Israel” ya da “Falaşa” diye tabir edilen Yahudiler, İsrail-Afrika bağlarını sembolize eden moral bir dış politika aracı olarak da kullanılıyor. Ne var ki gerek İsrail’de yaşayan Afrikalı Yahudilerin sosyal durumu gerekse şu an mülteci konumunda yaşayan Afrikalıların istenmeyen nüfus ilan edilmesi, İsrail ve Afrika ulusları arasında organik bir ittifakın aslında mümkün görünmediğini bizlere gösteriyor.

Ekonomiye endeksli ilişkilerin yükselişi

1990’lardan itibaren Yahudi işadamları ve İsrail Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı’nın (MASHAV) sağladığı uluslararası fonların Afrika yararına projelerde yer almasıyla İsrail kamu diplomasisi alanında ciddi bir mesafe kat etti. Günümüzde ise önce Libya’nın Afrika üzerindeki pozisyonunu yitirmesi, ardından da Mısır’ın İsrail ile ikili ilişkilerini bir bahar havasına büründürmesi, Afrika ülkeleriyle İsrail arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden canlanması hususunda kolaylaştırıcı faktörler oldu. Nitekim İsrail, Avigdor Liberman’ın dışişleri bakanı olduğu 2009 yılından itibaren Afrika politikasını revize etti ve 2016 yılından itibaren Netanyahu öncülüğünde gerçekleştirilen çoklu temaslar sayesinde yeni bir boyuta taşdı.

2016 yılında Uganda, Kenya, Ruanda ve Etiyopya ziyaretlerini gerçekleştiren Netanyahu 2017’de Liberya’da düzenlenen Batı Afrika Ekonomi Zirvesi’nde (ECOWAS) bölge dışından katılan tek ülke olan İsrail’i temsil etmiş, yine 2017 yılındaki Tanzanya ziyaretinde ise Tanzanya, Uganda, Zambiya, Ruanda, Togo, Botsvana, Namibya, Nijerya ve Etiyopya ile yüksek işbirliği toplantısı düzenlemişti. Yine aynı yıl açılan Ruanda büyükelçiliğiyle İsrail, son yıllarda diplomatik ilişki kurduğu Afrika ülkesi sayısını 42’ye yükseltmişti. Bu ilişkiler tarım, enerji sektörü, Afrika yer altı kaynaklarının değerlendirilmesi ve savunma sanayi ticareti gibi alanlar üzerinden hızlı bir gelişim gösterdi.

İşbirliğinin dış politik desteği sürdürülebilir mi?

İsrail’in Afrika’da yürüttüğü faaliyetlerin odağında, BM Genel Kurulu’nda ciddi bir oy oranına sahip Afrika ülkelerine kendi tezlerini empoze etmek çabası olduğu aşikar. Bunun için Afrika’ya yapılan yatırımları ve siyasal istikrarsızlıklara karşı askeri işbirliklerini kullanan İsrail, tabii ki bu kıtadaki tek uluslararası aktör değil. Avrupa ile Filistin meselesi odağındaki anlaşmazlığını kıramayan Yahudi devleti, kendi argümanlarına karşı çıkan Avrupa devletlerine Afrika üzerinden bir alternatif cephe oluşturma çabası içerisinde. Aynı zamanda, kurulduğu günden bu yana Kızıldeniz havzasının güvenliği ve Afrika su kaynaklarının politik bir araç olarak kullanılmasını önemsemesi nedeniyle de İsrail için Afrika ile geliştirilecek ilişkiler jeopolitik bir önem taşıyor. İsrail’in (2016 yılı rakamlarıyla) 38 bin kaçak Afrikalı göçmeni topraklarında istemediği de aşikar. Bu kapsamda, göçmen başına ödeyeceği 5 bin dolar civarında yardımla, bu göçmenleri başta Ruanda olmak üzere, Afrika’ya geri gönderme fırsatını değerlendirmek istiyor. Fransa, Çin, Hindistan ve Türkiye’nin Afrika pazarındaki yatırımları her geçen gün büyüyor. Hatta askeri üsler sayesinde diplomatik etkinlikleri de artıyor. İsrail kamuoyu desteği ararken bu yarıştan da geri durmak istemiyor.

Afrika’da öncelikli olarak nüfusu Müslüman çoğunluğa sahip olmayan devletlerle ilişkilerini güçlendirme yollarını arayan İsrail’in, son olarak Çad ile olan yakınlaşması gündeme bomba gibi düşen bir gelişme oldu. Ne var ki Afrika kıtası üstünde ağırlığı bulunan İslam ülkelerinin İsrail ile bizatihi yakınlaşma içinde olmaması, “her koyun kendi bacağından asılır” deyişini akıllara getiriyor. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman gibi ülkelerle geliştirdiği sıcak ilişkilerin, İsrail’i Afrika’nın mütevazı devletleri için de bir çekim merkezi haline getirmesi olasıdır. İsrail’in Kanal 10 televizyonuna göre, İsrail ile Sudan arasında bile ilişkileri geliştirmek üzere gizli görüşmeler düzenlenebildiği bir dönemdeyiz.

Bu gibi haberler ışığında, yazının başında bahsedilen temel soruyu tekrar sormamızda yarar var: İsrail’in Afrika politikası sürdürülebilir mi? Ekonomik anlamda Yahudi sermayesi, politik anlamda ABD desteğiyle Afrika ve Afrika’ya açılan bölgelerde rahat hareket kapasitesine sahip olan İsrail, ilişkilerini uzun vadede geliştirecek gibi görünüyor. Politik anlamda bu maceranın uzun soluklu bir ittifaka evrileceğini söylemek için ise henüz çok erken. Çünkü Afrika’nın ezilen halkları yerine batı destekli iktidarların İsrail tarafından desteklendiği günler hiç de uzak bir geçmişte değil. Şu açık bir gerçektir ki Afrika’da “vermeden alma” dönemi kapanmıştır. İsrail’in Afrikalı Müslüman devletlere önereceği ekonomik destek bellidir ve bunu diğer ülkeler de aşağı yukarı gerçekleştirebilmektedir. İsrail dış politikası, Afrikalı toplumlara temas ettikçe, hesap verebilirlik seviyesini de artırmak zorunda kalacaktır.

 

[Yüksek lisansını Kudüs İbrani Üniversitesi İsrail Çalışmaları bölümünde tamamlayan Selim Han Yeniacun Şanghay Üniversitesi Küresel Yönetişim Araştırma Merkezi’nde araştırma görevlisi olarak çalışmaktadır]



Bu yazı 5461 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 32 28 1 3 73 20 87 +53
2 Fenerbahçe 32 27 1 4 85 28 85 +57
3 Trabzonspor 32 16 12 4 54 42 52 +12
4 Beşiktaş 32 14 12 6 42 38 48 +4
5 Çaykur Rizespor 32 14 12 6 43 47 48 -4
6 Başakşehir FK 32 13 12 7 42 38 46 +4
7 Kasımpaşa 32 13 12 7 55 57 46 -2
8 Sivasspor 32 11 10 11 38 43 44 -5
9 Antalyaspor 32 10 10 12 36 37 42 -1
10 Alanyaspor 32 10 10 12 41 46 42 -5
11 Adana Demirspor 32 9 10 13 48 43 40 +5
12 Samsunspor 32 10 14 8 36 42 38 -6
13 MKE Ankaragücü 32 8 11 13 40 41 37 -1
14 Kayserispor 32 10 12 10 36 45 37 -9
15 Konyaspor 32 8 12 12 34 45 36 -11
16 Hatayspor 32 7 13 12 36 44 33 -8
17 Gaziantep FK 32 8 17 7 35 50 31 -15
18 Fatih Karagümrük 32 7 16 9 35 41 30 -6
19 Pendikspor 32 7 16 9 36 64 30 -28
20 İstanbulspor 32 4 21 7 25 59 16 -34
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 30 22 6 2 70 27 68 +43
2 Göztepe 30 18 6 6 51 19 60 +32
3 Çorum FK 30 15 8 7 50 31 52 +19
4 Kocaelispor 30 15 8 7 45 34 52 +11
5 Sakaryaspor 30 14 7 9 43 30 51 +13
6 Bodrumspor 30 13 7 10 37 20 49 +17
7 Bandırmaspor 30 12 8 10 45 26 46 +19
8 Boluspor 30 13 10 7 28 32 46 -4
9 Gençlerbirliği 30 11 8 11 35 30 44 +5
10 Erzurumspor FK 30 11 8 11 28 25 41 +3
11 Keçiörengücü 30 9 12 9 27 36 36 -9
12 Şanlıurfaspor 30 8 12 10 27 31 34 -4
13 Ümraniyespor 30 9 14 7 33 42 34 -9
14 Manisa FK 30 7 11 12 36 37 33 -1
15 Tuzlaspor 30 8 14 8 31 45 32 -14
16 Adanaspor 30 9 16 5 24 42 32 -18
17 Altay 30 5 22 3 14 68 15 -54
18 Giresunspor 30 2 24 4 13 62 7 -49
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 33 23 5 5 74 28 74 +46
2 Van Spor FK 33 22 5 6 55 33 72 +22
3 Bucaspor 1928 33 20 4 9 50 22 69 +28
4 1461 Trabzon FK 33 19 6 8 62 33 65 +29
5 Yeni Mersin İdman Yurdu 33 16 7 10 47 27 58 +20
6 Ankaraspor 34 15 8 11 42 32 56 +10
7 Karacabey Belediye Spor 33 12 10 11 37 31 47 +6
8 Beyoğlu Yeniçarşıspor 33 13 13 7 42 34 46 +8
9 Ankara Demirspor 33 13 15 5 35 37 44 -2
10 Kırklarelispor 34 11 13 10 29 35 43 -6
11 Diyarbekir Spor 33 11 13 9 35 35 42 0
12 Altınordu 33 9 13 11 38 34 38 +4
13 Hes İlaç Afyonspor 33 9 13 11 21 34 38 -13
14 Nazilli Belediyespor 34 11 15 8 37 54 38 -17
15 Serik Belediyespor 33 9 14 10 28 37 37 -9
16 Zonguldak Kömürspor 33 9 16 8 35 53 32 -18
17 Kırşehir Futbol SK 33 5 21 7 29 65 22 -36
18 Bursaspor 33 5 20 8 24 59 20 -35
19 Adıyaman FK 33 3 24 6 22 59 15 -37
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 26 21 1 4 61 13 67 +48
2 Aliağa Futbol A.Ş. 27 18 0 9 54 15 63 +39
3 Ayvalıkgücü Belediyespor 26 13 6 7 36 23 46 +13
4 52 Orduspor FK 26 13 7 6 36 25 45 +11
5 İnegöl Kafkas GK 26 12 6 8 32 25 44 +7
6 Edirnespor 26 13 9 4 44 26 43 +18
7 K.Çekmece Sinopspor 27 10 10 7 38 28 37 +10
8 Mardin 1969 Spor 26 11 11 4 35 31 37 +4
9 Artvin Hopaspor 26 9 10 7 32 26 34 +6
10 Karabük İdmanyurdu Spor 26 10 12 4 24 38 34 -14
11 Talasgücü Belediyespor 26 8 14 4 28 41 28 -13
12 Kırıkkalegücü FK 26 7 14 5 25 35 26 -10
13 Gümüşhanespor 26 4 12 10 22 42 22 -20
14 Malatya Arguvanspor 26 2 20 4 13 51 10 -38
15 Tarsus İdman Yurdu 26 2 21 3 18 79 9 -61
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 19/04/2024 Beşiktaş vs MKE Ankaragücü
 20/04/2024 İstanbulspor vs Fatih Karagümrük
 20/04/2024 Konyaspor vs Alanyaspor
 20/04/2024 Kayserispor vs Trabzonspor
 20/04/2024 Samsunspor vs Adana Demirspor
 21/04/2024 Başakşehir FK vs Çaykur Rizespor
 21/04/2024 Antalyaspor vs Hatayspor
 21/04/2024 Galatasaray vs Pendikspor
 21/04/2024 Gaziantep FK vs Kasımpaşa
 22/04/2024 Sivasspor vs Fenerbahçe
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 19/04/2024 Altay vs Manisa FK
 20/04/2024 Bandırmaspor vs Tuzlaspor
 20/04/2024 Giresunspor vs Göztepe
 20/04/2024 Eyüpspor vs Boluspor
 21/04/2024 Bodrum FK vs Şanlıurfaspor
 21/04/2024 Çorum FK vs Adanaspor
 21/04/2024 Gençlerbirliği vs Erzurumspor FK
 21/04/2024 Sakaryaspor vs Keçiörengücü
 22/04/2024 Ümraniyespor vs Kocaelispor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 21/04/2024 Adıyaman FK vs 1461 Trabzon FK
 21/04/2024 Altınordu vs Yeni Mersin İdman Yurdu
 21/04/2024 Ankara Demirspor vs Diyarbekir Spor
 21/04/2024 Beyoğlu Yeniçarşıspor vs Van Spor FK
 21/04/2024 Bucaspor 1928 vs Esenler Erokspor
 21/04/2024 Bursaspor vs Hes İlaç Afyonspor
 21/04/2024 Kırşehir Futbol SK vs Kırklarelispor
 21/04/2024 Nazilli Belediyespor vs Karacabey Belediye Spor
 21/04/2024 Serik Belediyespor vs Zonguldak Kömürspor
 21/04/2024 Altınordu - Yeni Mersin İdman Yurdu Altınordu ligde evindeki son 6 maçında hiç kaybetmedi  Altınordu yenilmez
 21/04/2024 Ankara Demirspor - Diyarbekir Spor Ankara Demirspor ligdeki son 5 maçında hiç kazanamadı  Diyarbekir Spor yenilmez
 21/04/2024 Kırşehir Futbol SK - Kırklarelispor Kırşehir Futbol SK ligdeki son 7 maçında hiç kazanamadı  Kırklarelispor yenilmez
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 21/04/2024 Edirnespor vs Mardin 1969 Spor
 21/04/2024 İnegöl Kafkas GK vs Tarsus İdman Yurdu
 21/04/2024 Karabük İdmanyurdu Spor vs Malatya Arguvanspor
 21/04/2024 Kepezspor FAŞ vs Ayvalıkgücü Belediyespor
 21/04/2024 Kırıkkalegücü FK vs Gümüşhanespor
 21/04/2024 Talasgücü Belediyespor vs Artvin Hopaspor
 21/04/2024 52 Orduspor FK vs K.Çekmece Sinopspor
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
resmi ilanlar
GAZETEMİZ

Türkiye Corona Virüsle mücadelede başarılı mı?


NAMAZ VAKİTLERİ
GÜNLÜK BURÇ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI