MHP Lideri Devlet Bahçeli, toplumun içinde bulunduğu halin farkında olarak 2019 yılının başında TBMM’de yaptığı grup toplantısında “Günümüzün karmaşıklaşan hayat şartlarında, vatandaşlarımızın maddi ve manevi sorunlarının yanı sıra ruhsal olarak da zorluk çektiğini görüyor ve değerlendiriyoruz.

Kaldı ki, ruh sağlığı hizmetleri alanında hizmet alan, hizmet veren insanlarımızın ağırlaşan problemlerinin farkındayız.

Tüm bu sorunlarla şuurlu, programlı ve etkili şekilde başa çıkabilmek için; hakların, sınırların, yetkilerin açık ve net olarak belirlendiği bir toplumsal sözleşmeye, diğer bir ifadeyle Ruh Sağlığı Yasasına ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.

Nitekim gelişmiş ülkelerin tamamında, gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda söz konusu yasa vardır ve yürürlüktedir.

Türkiye’de ise bu alanda bir boşluk hâkimdir.

Bu kapsamda sosyal ve toplumsal pek çok yararı olacağına inandığım Ruh Sağlığı Yasasının bu yıl içinde TBMM’den çıkarılmasını içtenlikle bekliyor ve temenni ediyorum.” açıklamasını yaparak çok önemli bir konuya yönelik tespitte ve çağrıda bulunmuştu.

Türkiye’nin gerçekten böyle bir yasaya ihtiyacı vardır. Her gün yaşanan yüzlerce olay durumun hiç iyi olmadığını gösteriyor. “Yan baktın” diye adam öldürenler, sorduğu adresi bilemedi diye insanları kurşunlayanlar, kendi öz çocuğuna tecavüz ve işkence edenler, anne ve babasını öldüren evlatlar, durakta otobüs bekleyen insanlara durduk yere bıçakla saldıranlar, hayvanlara zevk uğruna işkence edenler, “Gençler niye selam vermediniz” dediği için 95 yaşındaki yaşlı adamı tekme-tokat dövenler… O kadar çok rezil örnek var ki, yaz yaz bitmiyor…

Aslında bu yazıyı yazmama sebep olan asıl olay geçtiğimiz günlerde İstanbul’da bir trafik magandasının ambulansa yol vermemek için trafikte yaptığı davranışla alakalıdır.

Lüks araçlı trafik magandası, bir ambulansa yol vermemek için büyük çaba sarf ediyor. Tepe lambaları yanan özel ambulans hangi şeride geçerse o da direksiyonu o şeride kırıyor. Ambulans yan yola girmek için manevra yaptığı sırada bile maganda sürücü yolu kapatarak ilerlemesine engel oluyor.

Böyle birinin Ruh Sağlığı Yasasına ihtiyacı olmasa bunu yapar mı?

Ambulansa bunu yapabilmek için ya ruh sağlığında büyük bir problem olması lazım ya da insanlık değerlerinin çökmesi lazımdır.

Bu manzarayı görünce merhum Levent Kırca’nın yıllar önce “Olacak O Kadar” isimli programında oynadığı bir parodi aklıma geldi. Yine böyle bir hasta taşıyan ambulansa yol vermeyen, bağıran çağıran maganda ambulansın içinden kendi babası çıkınca şok olmuştu. Ve ondan sonra “açın yolları açın yolları” diye bağırıyordu.

Ben İstanbul’da yol vermemek için ambulans hangi şeride geçerse o şeride girip yolu kapatan adamın manzarasını görünce tek kelimeyle iğrendim.

Belki de o ambulansta böyle bir ruh hastasının bir yakını vardı.

Elbette geçiş üstünlüğü olduğu için trafikte hasta taşımasa da ambulans aracını kullanmayı istismar eden, görevini kötüye kullanan kişiler de var. Tepe lambaları yanan ambulansa sebep ne olursa olsun bu muamele yapılmamalı…

Trafikte hepimiz yaşıyoruz. Sirenleri çalarak gelen ambulansa aracımızı sağ şeride çekerek yol veriyoruz. Kimse ambulansı durdurup içinde gerçekten bir hasta var mı diye bakmıyor. Çünkü içinde hasta varsa, o hasta için bir saniye bile hayati önem taşıyor.

Ama İstanbul’da ambulansın geçişini engellemeye çalışan kişinin davranışları gerçekten iğrenç ötesi bir şeydi. Akıl sağlığını, vicdanını, merhametini, insanlığı kaybetmiş bir kişiden başkasının olmayacağının bir ispatıydı.

Bu kişinin bulunup ehliyetine el konulması ve cezai ehliyetinin olup olmadığının tespitinin yapılması şarttır.

Velhasıl bir örnek olsun diye yoğunlaşarak bunu yazdım.

Her gün neler yaşanıyor neler…

Ülkenin ciddi manada MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin ifade ettiği gibi “Ruh Sağlığı Yasasına” ihtiyacı vardır.

Samimi bir şekilde bu mesele üzerinde durulmazsa, sorumlular bu konu üzerine yoğunlaşmazsa bu toplumda büyük bir çürüme herkesi etkileyecektir.

Ülkede büyük bir yozlaşma vardır. Psikolojik ve ahlaki olarak insanlarda günden güne artan sorunlar, toplumun her kesimine zarar vermektedir.

“Bu olay Türk milleti içinde yaşanmamalı” diyeceğimiz o kadar olay yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor ki, gelecek adına bizlerde büyük bir kaygı uyandırıyor.

Türk milletinin karakteri korunmalı, onun genetiğini bozmaya yönelik her şey ezilmelidir. Bu milletin erdemi, fazileti, karakteri oldukça yüksektir. Aşağıya çekmeye çalışan kim olursa olsun bu milletin düşmanıdır.