Bir Milletin dönemsel yaşadığı olumsuzluklar ve bununla birlikte yaşadıkları coğrafyanın etkilerine bakılırsa Türkmenler bu konuda mağduriyetin zirvesini yaşayan millet olarak ilk sıralarda yer alabilirler. Irak’ın her geçen gün kötüye giden durumu ve bu sürecin içinde dedikodularla yayılan Irak’ın bölünme planları içinde maalesef Türkmenler ait oldukları, vatandaşı oldukları ülkede herhangi bir hak verilecek konumda değiller…

Bu hakkın verilmemesi bir yana Türkmen siyasetindeki etkin kişilerin de bu hakları talep etmede yaşadıkları sıkıntı da olayın diğer bir boyutunu oluşturuyor. Peki her şey bir yana tüm olumsuzlukları görmezden geldiğimizde toplumun, yani Türkmen kavramının içini dolduran, var eden Türkmenler ne istiyorlar diye sormak gerek…

Bir Türkmen olarak;

Irak’ın her bir vatandaşına ve içinde bulunan topluluklara, milletlere verilen haklardan yararlanmak istiyorum.

Kendi toprağımda eşit haklar çerçevesinde bana ait olan ama benim dışımda herkesin yararlandığı petrol gelirinden ben de faydalanmak istiyorum.

Kuzeyi, güneyi her parçası bölüştürülen toprakları değil bütün bir Irak içerisinde özgürce, refah seviyem yükselerek yaşamak istiyorum.

Bu liste uzayıp gidebilir ama maalesef gerçekler bu kadar toz pembe değil, o yüzden Irak gelecek açısından birçok farklı senaryo ve yapıyla yeni bir oluşum veya düzene gidebileceği gibi uzun yıllar kaos ortamının süreceği de öngörülebilir. Bizler yine de anayasal hak ve hukuk çerçevesinde Irak vatandaşı olarak isteklerimizi aktarabilmeli ve taleplerimizi hakkımız olarak almalıyız.

Hayat bizleri kaosa sürükledikçe biz umutla ileriye bakabilmeli ve Türkmen toplumu için her alanda mücadele edebilmeliyiz.