Olanaklarını kendi yaratmış bir kadın ile tanıştırmak istiyoruz sizi bu hafta. Call Center’da başlayan kariyerine Haber Atölyesi Ajans Başkanı olarak devam eden Elif Özyıldırım.

20 yılı aşkın bir süredir halkla ilişkiler sektöründe çalışan  tecrübelerine dayanarak “deneyim sahibi olmadan, özgüveni oldukça yüksek bir şekilde iş hayatına girmek hayal kırıklığı ile sonuçlanır” diyor. Özyıldırım’ın yeni mezunlara ise bir tavsiyesi var: “Teori ile pratik arasında ciddi farklar var. Bu nedenle iletişim fakültesinde edindiğiniz bilgileri sektörde gerek PR ajanslarında gerekse kurum tarafında pratik hayatta çalışarak deneyim kazanın.”

- Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Ben Elif Özyıldırım. İşletme eğitimi aldım ve okulla birlikte halkla ilişkiler sektöründe çalışmaya başladım. Asistan olarak başladığım profesyonel iş yaşamım, genel müdürlük pozisyonuna kadar gelişti. 2007 yılında da kendi işimi kurdum. 2007 - 2009 yılları arasında İletişim Atölyesi isimli bir ajansım vardı. 2009 yılında tek bir işe konsantre olmak ve o işte derinleşmek adına Haber Atölyesi’ni faaliyete geçirdim ve ajansım halen kurumsal müşterilere medya iletişim hizmetleri veriyor. 16 yaşında bir kız annesiyim.

- Sizi lider ya da kişi olarak değiştiren, olgunlaştıran, buymuş dedirten bir başarısızlık anınız var mı? Paylaşabilir misiniz?

Eski ajansımda finans kısmını koşulsuz bir şekilde ortağıma teslim ederek büyük bir hata yaptım ve girişimcilik hayatımda sanırım en büyük dersi aldım.

- CEO olmak ve CEO olan bir kadın olmak hakkında doğru bilinen yanlışlar nelerdir?

Önce insan olmak, kadın veya erkek olarak da bir ayrım yapmak istemiyorum. Her insan duygu ve düşünceden ibaret, her insanın zaafları var, her insanın güçlü ve zayıf yönleri var. CEO’lar da üzülür, sevinir, heyecanlanır, ağlar, öfkelenir, hırslanır, başarır veya başaramaz.

- Sektörünüze girecek bir girişimci ve yeni mezuna önerileriniz nelerdir?

Yeni mezun meslektaşlarımıza önerim okul zamanı mutlak surette çalışmaları. Geleneksel yöntemler artık ne yazık ki her geçen gün önemini ve değerini yitiriyor. Yeni jenerasyonun kodlarını iyi okumaları ve bu jenerasyonun dikkatini çekebilecek iş modelleri geliştirmeleri onları başarıya taşıyabilir kanaatindeyim. Nero Science bilimiyle iletişim araçlarını etkin bir şekilde birleştirip, nokta atışı sonuçlar elde etmeye yönelik iş modelleri üzerinde yoğunlaşabilirler.

‘Mutluysak yansıtıyoruz’

- Bir gününüz nasıl geçiyor? Gün kaçta başlıyor, kaçta bitiriyorsunuz işi?

6.30 gibi uyanırım. Sabah kızımla kahvaltı yapar, köpeğimizi hızlıca yürütür, işe koyulurum. Her sabah yapılacaklar listem vardır ve listedeki işler yapıldıkça tik atılır. Not almak ve ajandamla birlikte hareket etmek benim için olmazsa olmaz. Gün içinde toplantı, röportaj, canlı yayın vb. çalışmalarla geçer. Ekiple işlerin üzerinden geçmek, planlamalar yapmak rutinde yaptığım şeylerdir. İşim dolayısıyla iş yemekleri, tanıtım toplantıları vb. ekstra şeyler olabiliyor, o nedenle mesai bitiminde bu tip etkinliklerin içinde yer almam gerekebiliyor. Hafta içi gece çok geç saatlere kalmamaya özen gösteriyorum. Kızımla akşam yemeğini birlikte yemeği seviyorum çünkü. Günü değerlendirdiğimiz, birbirimizle o güne dair paylaşımlarda bulunmayı çok seviyorum. En geç 00.00 gibi uyumuş oluyorum.

- Çocuklarınıza ne kadar vakit ayırıyorsunuz?

Kızım 16 yaşında bu nedenle artık onun da kendine ait özel zamanları çok. Hafta sonu sabah kahvaltılarını birlikte yapmayı seviyoruz. Birlikte film izlemek, alışveriş yapmak, bisiklete binmek, seyahat etmek sevdiğimiz şeyler.

- Mutlu kadın, mutlu erkek, mutlu eş. İş hayatında başarılı olmak bir takım oyunu. Bu yoğunlukta eşimi ihmal ediyorum tasasında olanlara ne önerirsiniz?

Biz aynayız, mutluysak çevremize onu yansıtıyoruz, mutsuzsak da onu. O nedenle önce kendimize iyi gelen şeyleri yapmaya başladığımızda, ruhumuzu ona iyi gelen şeylerle beslediğimizde bu dışımıza aynı şekilde yansır.

- Hayatınızın dönüm noktası ne idi?

Üniversite sınavına gireceğim yıl babamı 44 yaşında aniden kaybetmekti. 17 yaşında gerçek hayatla tanıştım. Bir anda yetişkin oldum ya da olmak zorunda kaldım. Diğer bir dönüm noktası da Goldman Sachs’ın Özyeğin Üniversitesi’yle birlikte gerçekleştirdiği 10.000 Kadın Girişimci programına seçilip, bu program sonrasında işimi bilinçli ve programlı bir şekilde büyütmem, programın çıktısı olarak KAGİDER üyeliğimin aktif hale gelmesi ve bu sayede hayatıma kattığım çok önemli insanlar ve deneyimler.

- 2030 senesinde müşteriniz kim olacak, sektörünüz nasıl değişecek?

Marka ve kurumların iletişim ihtiyacı hiç bitmeyecek sadece iletişim kanalları değişecek, belki de robotlara hizmet edeceğiz 30 yıl sonra.

‘DAHA ÇOK İLHAM ALIRDIM’

- 20 yaşına dönseydiniz neyi farklı yapardınız? 

Farklı kültürleri tanımaya daha fazla zaman ve bütçe ayırırdım. Bir işyerinde çok uzun süre çalışmazdım. Daha sık iş değiştirir, kendimi çok yönlü olarak geliştirir ve beslerdim. Daha çok ilham almaya odaklardım kendimi. Çok farklı diller öğrenirdim.

'KISA DÖNEMLİ HEDEF KOYMAYI SEVİYORUM'

- İşte sizi çıldırtmak için ne yapalım?

Dürüst olmamak, samimiyetsiz olmak ve ortama negatif enerji yaymak beni çıldırtan konular.

- Şu an bu işi yapmıyor olsaydınız ne yapıyor olurdunuz?

Bir otomobil tasarımcısı olabilirdim, otomobilleri çok seviyorum.

- İşte kilitlendiğinizi hissettiğinizde ne yaparsınız?

Ortam değiştirmeye çalışıyorum, eğer ortam müsait ise biraz yalnız kalıp yürüyüşe çıkıyorum.

- Çantanızda olmazsa olmaz ne var?

Ayna, telefon şarjı, koku,

- Sabah çay mı kahve mi?

Çay

- Hedeflerinizi nasıl koyarsınız: Şimdi, 1 yıl, 5 yıl, 10 yıl.

Kısa dönemli hedefler koymayı seviyorum, yapı itibariyle hemen olsun diyen bir profilim, tez canlı bir yapım var o nedenle uzun vadelere pek sabrım yok sanırım.