ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin ABD yönetimini Suudi Arabistan'a yeterli ölçüde tepki göstermediği yönünde eleştirerek, "Ticari menfaatlerimizin yaptığımız açıklamalar ve eylemlerimize üstün gelmesine karar verdiysek, tüm ahlaki yetkinliğimizi kaybetmişiz demektir." dedi.

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda cinayete kurban gitmesinin 100'üncü gününde ABD Kongresi'nde düzenlenen etkinlikte anıldı.

Anma etkinliğine Nancy Pelosi'nin yanı sıra onlarca kongre üyesi, gazeteciler ve aktivistler katıldı.

Etkinlikteki konuşmasında basın özgürlüğüne vurgu yapan Pelosi, ABD yönetiminin gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine yönelik tavrını eleştirdi.

Pelosi, "Ticari menfaatlerimizin yaptığımız açıklamalar ve eylemlerimize üstün gelmesine karar verdiysek, tüm ahlaki yetkinliğimizi kaybetmişiz demektir." diye konuştu.

Kaşıkçı'nın ölümünü "vahşet" olarak niteleyen Pelosi, Kongre'nin Kaşıkçı cinayetine dair bilgileri gün yüzüne çıkarma ve cinayetin faillerinden hesap sorma konusunda kararlı olduğunu belirtti.

Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi, "Kaşıkçı'nın katledilmesinin üzerinden 100 gün geçti. Onun ve ailesi için dua ediyoruz ve adım atma konusunda kararlıyız. Hem yurt içinde hem de yurt dışında gazetecilerin hayatlarını ve özgürlüklerini korumak için ahlaki sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz." ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Arabistan ile stratejik ilişkilere yaptığı vurguyu da üstü kapalı olarak eleştiren Pelosi, Suudi Arabistan'ı işaret ederek, "Ticari menfaatler veya stratejik konumunuz size öldürme yetkisi vermiyor." dedi.

"Hepimizin tek güvencesi özgür bir basındır"

Etkinlikte konuşan Virginia Senatörü Demokrat Mark Warner ise Eski ABD Başkanı Thomas Jefferson'un "Hepimizin tek güvencesi özgür basındır." sözünü hatırlatarak, "Jefferson bu ifadeleri 200 yıl önce kullanmıştı ama bugün andığımız Kaşıkçı bunu yaşayan biriydi. Bu sözler için mücadele etti." dedi.

Basının yanında durmanın önemine dikkat çeken Warner, Trump'ın basına karşı tavrını eleştirdi.

Kaşıkçı'nın anısının yaşatılması gerektiğine de dikkat çeken Warner, "Öldürülmesinin üzerinden 100 gün geçti. Bu tür bir olayın bir daha asla olmaması için çalışmalıyız." diye konuştu.

Maryland Senatörü Chris van Hollen, Kaşıkçı için adaletin tecelli ettirilmesi çağrısında bulunurken "Kaşıkçı doğruyu söylemek için hayatını feda etti." ifadelerini kullandı.

California Eyaleti Temsilcisi Demokrat Jackie Speier ise Kaçıkçı cinayetine ilişkin, "Oldukça alçakça bir olay ama ABD Kongresi ve ABD Başkanı bu olayı gerektiği gibi henüz kınamadı." dedi.

"Bin Selman'ın yüzündeki pişkin, kendini beğenmiş gülümsemeyi sökebiliriz"

New Jersey Temsilcisi Demokrat Thomasz Malinovski, Kaşıkçı ile bir kez karşılaştığını ve burada ABD'nin ahlaki sesinin artık dünyada duyulmadığını konuştuklarını belirterek, gazetecilerin bu şekilde canice katledilmesinin dünyada normalleştirilmemesi gerektiğini söyledi.

Malinovski, "Bu davada tam adalet dışında yapılacak her şey bunun normalleşmesini garantileyecek. Bu da şu demek bu cinayetin yazarı, bunun emrini veren adam bunun hesabını verecek." dedi.

Küresel Magnitsky Yasası ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman için tüm yetkileri Trump'a verdiklerini hatırlatan Malinovski, yönetimin Riyad'a liderlerini kendileri seçebileceğini ancak Bin Selman'ın gelecekte bu cinayetle hatırlanacağını ifade etmesi gerektiğini dile getirdi.

Malinovski, "Eğer yönetim doğru olanı yapamayacaksa, Kongre yapabilir ve yapacak. Biz Muhammed bin Selman'ın yüzündeki pişkin, kendini beğenmiş gülümsemeyi sökebiliriz ve yapmalıyız." dedi.

Anma etkinliğinde Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Elliot Engels'in yanı sıra birçok senatör ve temsilci daha konuşma yaptı.