Özyeğin, “Dünyanın pek çok noktasında olduğu gibi bu sürecin bir etkisi olarak Hollanda’da da tedarikçi ülkeleri çeşitlendirme eğilimi güçlenecektir. Bu süreçte Türkiye gibi Avrupa’ya yakın mesafedeki alternatif ve güvenilir tedarikçilerin daha fazla aranacağını, özellikle Türk ürünlerine olan talebin giderek artacağını düşünüyorum” dedi.

Anadolu Ajansı’nın sorularını yanıtlayan Özyeğin, Hollanda’nın, son yıllarda Türkiye’ye en büyük doğrudan yatırımı yapan ülkelerin başında geldiği belirtilerek, “Piyasaların normalleşmesiyle birlikte doğrudan yatırımlarda canlanma görür müyüz?” sorusu üzerine, şunları söyledi:

‘Yatırım çekebiliriz’

“Hollanda normalleşme süreciyle beraber Türkiye ile iş birliği fırsatlarını mutlaka değerlendirmek isteyecektir. Hollanda’nın özellikle hayvancılık, inovatif tarım ve yenilenebilir enerji konusundaki bilgi ve deneyimden yararlanabiliriz. Avrupa’nın doğal kaynaklarının sınırlı olduğu bu alanda Türkiye’nin büyük zenginliği var. Ülkemizin geniş tarım arazileri, uygun iklimi, zengin su kaynakları ve yenilenebilir enerjiye elverişli geniş coğrafyası olduğu düşünülürse özellikle bu alanlarda büyük yatırımlar çekebiliriz. Hollanda, sürdürülebilirliğe çok önem veriyor.”

Şirket satın alma dönemi

Şirketlerin, Asyalı tedarikçilere bağımlı üretim modelini değiştirmek ve tedarikçilerini çeşitlendirmek üzere karşılıklı satın alımlara başlayabileceğini aktaran Özyeğin şöyle konuştu:

“Hollandalı firmalar Türkiye’den şirket satın alabileceği gibi uluslararası yatırımlarını artırmak isteyen Türk girişimcilerin marka ve know-how değeri olan şirketleri satın alarak sıçrama yaratabilecekleri yeni fırsatlar oluşabilir.”