Milliyetçi Ülkücü Hareketin Milli Ülkü olarak Türk Milletinin takdirine sunduğu düşünce sisteminin temelinde: Milletimizin güçlenmesi, manevi değerlerine bağlı kalarak kalkınması, muasır medeniyetler safında hak ettiği değeri bulması yatmaktadır.

“Milli Devlet Güçlü İktidar” haykırışımız, çağımıza Türk Milletinin milli tarihinden beslenen bir haykırıştır.

Tanzimat fermanı ilanından günümüze kadar devlet ve siyaset hayatımız arayış içerisindedir.

Devletimizi, milletimizi güçlü kılacak, insanı yetiştirecek eğitim sistemi kurulamamış, güçlü iktidarı gerçek kılacak ekonomi düzeni başarılamamıştır.

Zaman kaybedilmiş, insan kaybedilmiş, imkân kaybedilmiştir. Artık kaybetmeye tahammülümüz kalmamıştır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı bu kutlu yürüyüş maalesef onun acı kaybından sonra sekteye uğramış, unutulmuş ve adeta emperyalizme peşkeş çekilmiştir.

Türk Milletinin modern çağın süper güçleriyle rekabetinde kaybettiklerini ona kazandıracak Milli Ülkü ile Türk Milletine layık düzeni verecek, siyasi kadro elbette Milliyetçi Hareket Partisinin Üç Hilalli sancağı altındadır. Atatürk’ün başlattığı bu kutlu yürüyüş yarım kalmayacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi Türk siyasi hayatında fikir ve kadro olarak bu inançla perçinlenmiş bir kuruluştur.

Hareketin millete mal olması bunun en büyük göstergesidir. Bu uğurda binlerce can vermiş, işkenceye tabi tutulmuş, horlanmış, yalnızlaştırılmış lakin hiçbir zaman inancından, inandıklarından bir adım geri atmamıştır.

Milliyetçi Hareket Partisi kadrolarıyla, Liderinin şahsiyeti ve sahip olduğu fikir bütünlüğü ile varlık sebebi olan Türk Milliyetçiliği fikriyle Türk Milletini müreffeh yarınlara taşımaya, tam bağımsız kılmaya hazırdır.

Siyasi hayatımızda ilk defa Türkiye meselelerine bir model bütünlüğünde bakılmıştır. İnsanı öz alan ve insanın etrafında şekillenen bu düşünce bütünlüğü teşhis ve tedaviyi beraber getirmiştir.

Bu yeni bir sestir, güçlü bir sestir. Aksi sedasını milletin bağrında bulmuştur. Her geçen gün gürleşmekte ve milletimizin gönlünde kabul görmektedir.

“İslam ahlak ve fazileti, Türklük gurur ve şuuru” savunduğumuz Türk İslam Ülküsünün temel prensiplerini, hudutlarını çizmektedir.

Türk Milletinin kurtuluş reçetesi bu ülküdedir. Ancak bu ülkü ile israf çarkını verime çevirebiliriz.

İnsanımızı, zamanımızı, toprağımızı, maddi ve manevi kaynaklarımızı erimekten kurtarıp çağları aşan bir eser haline, hayranlık uyandıran bir medeniyet haline getirebiliriz.

Bu yolla inandığımızı yazdık, söyledik. Şimdi aziz milletimizin vereceği vekâletle, milletvekillerimizle mecliste onun en güçlü temsilcisi olacağız.

Her şeye ve herkese rağmen yüreğimizde iman, ruhumuzda cesaret ile davamızı dile getiriyoruz.

Tek ölçümüz Allah’ın “ Emrolunduğun üzere hareket et ” emrine layık hizmette bulunmaktır. “Emrolunduğun üzere hareket et” her birimizin can evinden duyacağı ilahi diriliş sızımızdır.

Kendimizi aşmaya, hak yolda hakkın emriyle var olmaya, gayret kemerini kuşanmaya mecburuz.

Ahmet Yesevi’nin Türkistan’dan esen rüzgarıyla, Yunusların aşkıyla, özü sevgi ve saygı olan ülkümüz meclis kürsüsünde hiç olmadığı kadar gür bir sedayla dile gelecektir.

Yurdun geri kalmışlığını kırmak, zulme, teröre, adaletsizliğe, yolsuzluğa, yoksulluğa, işsizliğe son vermek için bütün gücüyle, bütün kadrolarıyla, 49 yıllık birikimiyle Milliyetçi Hareket hazırdır.

Allah vatanımızı açlıktan, yokluktan, yoksulluktan, yolsuzluktan, adaletsizlikten, yalandan ve düşmandan korusun, Üç Hilalin gölgesinde buluşmak ümidiyle..

Ne Mutlu Türküm Diyene!

En içten saygılarımla,

Ali YETGİN

Türkolog

alibugrayetgin@gmail.com

26.06.2018

ORTADOĞU GAZETESİ