Sevgili dostlar uzun zamandır yazı yazmıyordum. Daha çok sosyal medya üzerinden düşüncelerimizi aktarıyorduk. Fırsat buldukça gündeme dair düşüncelerimizi, değerlendirmelerimizi sizlerle paylaşmaya gayret edeceğiz.
 
Bildiğiniz üzere Türkiye 14 Mayıs’ta seçme gidiyor. Türk Milleti sadece önümüzdeki 5 yıl kendini yönetecek iktidarı seçmeyecek.
 
Doğu Avrupa, Asya Türkistan’ı, Ortadoğu, Kafkaslar, Doğu Akdeniz ve Afrika’da kartların yeniden dağıtılması için bütün dünya 14 Mayıs’ı beklemektedir.
Şeytanın bile Müslüman mintanı giydiği bu süreçte verilen her oy bu minvalde değerlendirilmelidir.
Bu seçim şahıs ve kadrolardan ziyade küreselcilerle Türk milletinden taraf olanların seçimi olacaktır.
Bu seçim ademi merkeziyetçilerle milli devletten yana olanlar arasında olacaktır.
 
Terör örgütü PKK elebaşlarından Sabrı Ok, 14 Mayıs seçimine giderken terörü durdurmalarıyla ilgili “Birçok devlet ve yabancı güç ateşkes yapmamızı istedi ve yaptık” demişti.
Anlaşılan küresel çete muhalefete terör gölgesi düşmesin diye bir hayli uğraşıyor.
Bu süreçte işin küresel boyutlarını görmek açısından Avrupa basınını ve ABD düşünce kuruluşlarını iyi takip etmekte fayda var.
 
FETÖ’nün seçimlere sızma planlarına dikkat edilmelidir. Seçim sandıklarında, veri girişlerinin yapıldığı noktalarda hiçbir şekilde FETÖ’den dolayı en ufak soruşturma veya istihbarat bilgisi bulunan memur, bürokrat görevlendirilmemelidir. FETÖ’nün yapılanması devlet bürokrasisinden tamamen temizlenmiş değil. Dolayısıyla seçim sonuçlarına en ufak şaibe karıştırmalarına dahi müsaade edilmemelidir.
Seçimde kaybetmeleri halinde sokakları karıştırma, kaos çıkarma, Türkiye'yi iç savaşa sürükleyip uluslararası müdahaleye açık hale getirme planlarını devreye sokabilirler.
100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’yle hesaplaşmak için gün sayanlar PKK uzantılarıyla da iş birliği içinde her yolu deneyeceklerdir.
 
Herhangi bir niyet okuması, hüsnü zan yapmak değil niyetimiz. Elbette Türk siyasetinde fikri namusunu savunan, politika üreten, Türkiye’nin demokrasisine katkı sağlayan her parti değerlidir, kıymetlidir. Bölücü emellerin merkezi, PKK’nın siyasi uzantısı HDP değer ve kıymet dairemizin tamamen dışındadır. Lakin muhalefet yaptığını iddia eden Siyasetçilerin açıklamalarına baktığımızda:
✓Doğu Akdeniz'deki kaynaklarımızı küresel şirketlere,
✓Ekonomimizi IMF’ye,
✓Bürokrasimizi FETÖ’ye,
✓Topraklarımızı PKK’ya,
✓Tarihimizi Ermeni diasporasına teslim etmek bunların niyeti.
 
100 yıl önce kazandık yine kazanacağız. Türk yüzyılına uyanmak ümidiyle Oğuz uykusundan uyanma zamanıdır.
 
Tilkinin aklında 40 tane düşünce vardır kırkı da kümes üzerinedir. Bu seçimde de bunların aklında da 40 tane fitne var 40 da Milliyetçi Ülkücü Hareketi bölüp yıpratmak üzerine.
Başbuğ Alpaslan Türkeş: Evlatlarım, ben sizleri sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasilere değil, ben sizleri ilimde teknikte yarışa, adalete, barışa, Hak yoluna, hakikat yoluna, kısacası Allah yoluna çağırıyorum. Diyordu. Yol aynı yol, dava aynı dava, inanç ve kararlılık aynıdır.
 
Milliyetçi Hareket Partisi meclise ne kadar güçlü girerse Türkiye’miz, Türk milleti o kadar güvendedir.
Bu sebepledir ki Türk Milliyetçisi, Ülkü Ocaklı, Ülkücü herkes bütün hesaplarını bir kenara bırakıp Milliyetçi Hareket Partisi’ni Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne güçlü bir şekilde sokmalıdır. Mandacıların, FETÖ’cülerin, pkklıların, kürt teali cemiyetinin ardılı artıklarının TBMM çatısı altında Türk Milletine istikamet çizmesine müsaade edilmemelidir.
Bu Ülkücülüğümüzün, Ülkümüzün gereğidir. 2023 Lider Ülke Türkiye idealimizin hayat bulması için tarihi bir görevdir.
 
Bizler Ülkemiz, Ülkümüz, İnancımız ve İlkelerimize göre tercihimizi yapıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Devlet Kodlarını, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yeniden kazanılması hedeflenen bağımsızlık ruhunu, Milli Devlet Güçlü iktidarla Türk Yüzyılı idealini küresel çeteye tercih etmeyeceğiz.
 
Bölücü emellerin, mandacı zihniyetin, Pensilvanya istihbarat artıklarının Türk Devletine çökmesine müsaade etmeyeceğiz. Doğu Akdeniz’de sınırlarımız içinde kaynaklarımızın yağmalanmasına, prangaları sökülen savunma sanayimizdeki ilerleyişin durdurulmasına, Karabağ’da Azerbaycanlı soydaşlarımızın yalnız bırakılmasına, Irak ve Suriye’de Türk nüfusunun yok edilmesine, birleşik terör devleti kurulmasına müsaade etmeyeceğiz.
 
Şeker Portakalı kitabında geçen çok güzel bir cümlede: "Bir kış sabretmişsin de tam çiçek açacakken dolu vurmuş gibi oluyor bazen hayat." der yazar. Bir kışı geçirip tam çiçek açarken Türk yüzyılı ülkümüze, Kızılelma’mıza, Türk Milleti için müreffeh yarınlar hayalimize dolu vurmasına müsaade etmemeliyiz, etmeyeceğiz.
 
Türk milletinin ferasetine güveniyoruz.
 
Ne Mutlu Türküm Diyene!