Şubat ayının ilk haftası Küba aktarmalı olarak Güney Amerika’ya seyahat ediyorum. Yolculuk benim için heyecan verici. Bu coğrafyaya ilk defa geliyorum.

Küba semalarında ilerleyen THY’ye ait uçağımız Küba havaalanına inişe geçiyor. Yere yaklaştıkça gerçekle hayal birbirinden ayrılmaya başlıyor. Türkiye’de küçük bir kasabanın şehirlerarası otobüs terminalinden daha vasat bir havaalanına iniyoruz. Uçağın camından etrafı izliyorum. Paslanmış hangarlar, boyası dökülmüş, çürümeye yüz tutmuş yapılar, hurda gibi görünen uçaklar derken iniş gerçekleşti. Yolcular bir bir inerken uçakta temizlik işleri yapılıyor bir yandan.

Bir saatlik bir beklemenin ardından yeni yolcular gelmeye başladı. 15-20 kişilik bir gurup etrafımdaki koltukları bir bir dolduruyor. Uçağımız hareket ediyor, görevliler servis yapıyor. Bahsettiğim grup şuh kahkahalar, Nazım Hikmet şiirleri, sol ezgiler eşliğinde viskilerini yudumluyor. Yaş ortalamaları 45-65 arası. Küba’ya gezmeye gelen bu 15-20 kişilik grup Türkiye’ye dönüş yolunda. Neyse ki benim yolculuğum bir sonraki havaalanında son buldu ve yollarımızı ayırdık.

Şimdi bu yaşadıklarımı neden sizinle paylaştım. Malumunuz gerek ülkemiz gerekse dünya Çin’den dünyaya yayılan Corona Virüs ile adeta savaş veriyor. Dünyada hayat durmuş durumda. Doğa kendine ait olanı geri alıyor. İnsanlar evlerinde, sokaklar bomboş. Bundan sonra dünyada hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Komplo teorilerine hiç girmiyorum.

Corona dünyaya büyük bir hızla yayılırken Türkiye aldığı önlemlerle virüsün girdiği en son bir iki ülkeden biri oldu. Yurtdışından dönüşler başladığı andan itibaren Türkiye’de ilk vakalar görülmeye başladı.

Sosyal medyada yıllarca ekran yüzü olarak gördüğümüz, kendilerini solcu, devrimci olarak niteleyen filmlerdeki başrol oyuncuları, tiyatro oyuncuları, köşe yazarları Türkiye’nin corona virüsle ilgili tedbirlerini alttan alttan eleştirirken bir yandan da Küba güzellemeleri yapmaya başladı.

Gözünü sevdiğim Küba, kurtuluş sosyalizmde…

Küba Corona aşısını buldu, Küba İngiliz gemisindeki hastaları kabul etti.. vs.

Kıymetli okuyucular başta anlattığım olaydaki vatandaşlarımız gibi bu yazar, çizer, oyuncu takımı Küba’ya tatile geliyorlar. Lüks otellerde 2 dolara kendilerine köle gibi hizmet eden Küba’nın mazlum halkını görmeden içinde yaşadıkları fanus üzerinden sosyalizm güzellemesi yapıyorlar.

Küba’ya sosyalizm gezisi için gelen arkadaşlar, lüks otellerinden çıkarak ideolojik saplantıdan sıyrılıp para kazanmak için kendini satan kadınların ahırdan bozma evlerinin olduğu mahalleleri ziyaret etsinler.

Uyuşturucu ile geçimini sağlayan, tonlarca uyuşturucuyu piyasaya süren ülke gerçeği ile yüzleşsinler. 20 dolar maaşla hayatını devam ettiren insanların sefaletiyle yüzleşsinler.

Çocuk evliliğin %26 olduğu, bunun büyük kısmını 15 yaş altı olduğu, ergenlik çağına giren kız çocuklarının zenginlere lüks otellerde cinsel obje olarak sunulduğu, kadın etinin 1 dolar olduğu Küba gerçeği ile yüzleşsinler.

Hastanelerde paslanmış ranzalar, mikrop dolu tuvaletler, sefalet içinde çırpınan, hayata tutunmaya çalışan insanlarla yüzleşsinler.

Bir ideolojiye, bir dine, bir fikre, bir öğretiye inanabilirsiniz ama Türk ve Türkiye düşmanlığı yapamazsınız. Yaparsanız gerçeği yüzünüze şamar gibi vururlar.

On yıllarca Türk ve Türkiye düşmanlığıyla Avrupa’ya övgüler düzen mandacı, ayrılıkçı zihniyet Corona virüsü ile Avrupa gerçeği ile yüzleşti. Nefretle terk ettikleri Türkiye’ye hasretle geri döndüler. Bu imkânı da onlara Türkiye Cumhuriyeti Devleti sundu.

Türkiye’nin başarıyla yürüttüğü bu süreci baltalamak isteyen, Türkiye’nin imajını zedelemek isteyenler boş durmuyor. Ayrılıkçı örgütler, alçak fetöcüler, Türk düşmanları boş durmuyor. Avrupa, ABD basını ve bizim sol basın Corona virüsle ilgili haberlerinde Türkiye ve Türkiye’deki Cami görsellerini kullanıyor.

İntikam hırsıyla her türlü ahlaksızlığı meşru gören Fetöcü müptezeller Corona Virüsü’nü fırsat bilip “önlemler yetersiz, acil tahliye” diye algı oluşturup cezaevinde yatan örgüt üyelerinin tahliyesini istiyor.

Bu kadar ihanetin, keşmekeşin, darboğazın içinden ancak birlikte çıkabiliriz. Birlik ve beraberliğini sağlayan Türkiye her türlü zorluğun üstesinden gelecek kudrettedir. Türk Devleti büyük bir devlettir, Türk Milleti feraseti olan bir millettir.

En büyük virüs yalandır. Sosyal medyada provokasyon yapanlara, korku atmosferi oluşturmaya çalışanlara dikkat etmeliyiz.

Bu süreçte sağlık çalışanlarımıza destek olmalıyız. Onlar bizim için uykusuz kalıyorlar, aç ve yorgun halde çalışıyorlar. O zaman vefa gösterelim ve zaruri olmadıkça sokağa çıkmayalım. Bir olursak, birlik olursak, “Biz” olursak bu sorunla başa çıkarız.

21. Yüzyıl Türk Yüzyılı olacak. Yapacak daha çok işimiz var. Kendine dikkat et, hasta olma Türkiye’m.

Allah (CC) şöyle buyuruyor:

“..Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayınız..” (Bakara 195)

“Ey iman edenler, tedbirinizi alın..” (Nisa 71)

Türk Milli Kültürü kitabında İbrahim Kafesoğlu’nun dediği gibi:

“Türkler savaş meydanında değil rahat döşekte ölmekten, hatta ihtiyarlayıp hastalanmaktan utanırdı.”

Bu utancı yaşatmamak için “Evinde Kal” Türkiye’m.

Ne Mutlu Türküm Diyene!

Twitter-facebook-instagram: aliyetgin2023