Merhaba,

Çok uzun süredir hazırlıkları yapılan ve güney sınırımızdaki terör varlığını bitirmek üzerine kurgulanan harekat gecikmeli de olsa başladı.

Aylardır her türlü oyunu oynayıp harekatı engellemek adına türlü manevralar yapan ABD’da artık terör gruplarından kendisine medet olmadığını anladı ya da en azından öyle görünüyor. Malum iki ülke arasında son ticari anlaşmaların hedef aralığı 75 milyar doları buluyor. Ayrıca Türkiye F-35 programının ortağı ve çelik gövdesi başta olmak üzere kritik bazı parçalarını üretiyor ve programın en büyük müşterilerinden.
ABD başkanının, Cumhurbaşkanının deyimiyle nükteli bana göre dengesiz açıklamaları harekata bakış açısını anlamamızı zorlaştırsa da ABD en son kuzey birliklerini de güneye sarkıtarak bu harekatın çok da tarafı olmadığını hissettiriyor. Bu konuda dışişleri, mit ve askeri unsurlarımızın iyi çalıştığını söylemek gerekiyor.
Diğer tarafta AB’nin ortaya koyduğu tavır ise evlere şenlik. Çoğu NATO ortağımız olan bu ülkeler NATO’nun güney sınırında yaşanan bu kaosu ortadan kaldırmak için çırpınan ortaklarına karşı derin bir husumet tiyatrosu oynuyorlar. Her şeyden endişe eden ve kaygılanan bu zavallı siyasi aktörler bir yandan Türkiye’yi akıbetleri ortada olan 4 milyon Suriyeliyi serbest dolaştırmaması konusunda yorarken öbür tarafta PKK-PYD teröristlerine ABD ile silah yardımı yapacak kadar ikiyüzlü bir tavır ortaya koyabiliyorlar. Neredeyse teröristlerin arkasından salya sümük ağlayacaklar. Bu yetmiyormuş gibi Almanya silah satışını durduruyor, İtalya ve İspanya hava savunma füzelerini çekiyor, Doğu Akdeniz’de yetim muamelesi gösterdiğimiz Fransa ekonomik yaptırımlardan bahsediyor. Ne diyeyim Osmanlı karabasanları bitmedikçe Avrupa aynı Avrupa.

Sonra birileri AB’ni halen bir Hristiyan kulübü olduğunu hatırlattığımda beni anlamamakta direnmeye devam ediyor esas mesele bu.

Birde zahirleri Müslüman fikirleri Siyonist zavallılar var, Arap ülkeleri. Koskoca Arap Birliği 9 yıldır devam eden ve 1 milyon suçlu suçsuz insanın canını alan savaşa kör ve sağır kesilirken konu Türkiye’nin meşru beklentileri olunca Pazar esnafı gibi çığırmaya başladı ya çok komik bir manzara oluşturdular gerçekten. Suriye’ye sınırdaş ve coğrafi kader gereği mülteci kabul eden arap ülkeleri Ürdün, Irak ve Lübnan hariç bir tane mazlumu ülkelerine mülteci olarak almayan ve Türkiye başta olmak üzere mültecilerin yükünü taşıyan ülkelere hatrını bile sormayan, yaralı bir parmağa işemekten aciz bu ruhları satılmış zevat Türkiye’yi kınar oldular ya çok ironik bir manzara oluşturuyorlar.

Son olarak harekat için “Barış pınarı desek de akan su değil kandır” beyanı ile Muratağa’da ,Sandallar’da , Atlılar’da ve Kıbrıs’ın diğer birçok köy ve kasabasında KKTC’nin bağımsızlığı için bedel ödeyen masumların, yüzlerce asker ve mücahitin döktüğü kanları anlamsızlaştırmaya yeltenen maaşı da dahil mevcut konumunu Atatürk’ün Türkiyesi’ne borçlu olan zat ve onun gibilere hakkında da yorum yapmayıp sadece mahşeri vicdanlara seslenmekle sınırlı kalacağımı belirtmek isterim.

Netice itibariyle haklı davamıza sonsuz desteğini ifade eden sayıları bir avuç dost devletlere ve yüreği vatan sevgisi ve ulusal egemenlik üzere atan tüm kesimlerden vatandaşlarımıza ve milli güçlerimize, 24 saat operasyonda olup vatan için kendi canını hiçe sayan tüm askerlerimize, devlet personelimize saygıyı bir borç biliyorum.
Bir mesajımda kendisini takdir ettiğim ve vatanseverliğinden emin olduğum Dışişleri bakanımıza: Bakanım lütfen savunma bakanımız bile birliklerini sivil gezinirken askeri elbise ile poz vermeyiniz. Sizler bu ülkenin dışarıdaki sesisiniz ve tüm kılıçların üzerimize çekildiği mevcut durumda haklı davamızı diplomasinin nazik diliyle muhataplarınıza anlatacak kişisiniz. Bu fotoğraflar yanlış algısı yaratıyor.

Biz dünyaya savaş açmadık ve muhataplarımız her türlü art niyetli tutumlarına rağmen düşmanımız değiller. Onların bize bizim ise onlara ihtiyacımız var. Biz sizi hep o sivil ve kararlı tavrınızla tanıdık. Tüm konsantrasyonunuzu bizi izole etmeye adamış devletlerin karar alıcılarına, yaptığımız işin sadece terörle mücedele etmek olduğunu izah etmeye harcayınız. Haklı mücadelenizde yanınızdayız.

Ümit ederim ki bu harekat istenilen hedefler ile tamamlanıp 9 yıldır bin bir zulmet ve yokluklar içinde aziz vatanımıza sığınmış muhacirlerin topraklarına dönmelerine ve barış içerisinde yeni bir yaşama adım atmalarına vesile olur ve milletimizin 35 yıldır kanına giren batı beslemesi kanlı ve şeytani örgüt pkk-pyd nin sonunu getirir.
Sözlerimi Atamızın milli bağımsızlık üzere veciz bir sözü ile bitirmek isterim:
Türk Milleti bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı varolmalarının yegane koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır. Bu millet hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.

Ne mutlu Türk’üm diyene…