Bir yandan elektrikli ve kendi kendine gidebilen (otonom) araç teknolojileri gelişimini sürdürürken, bu araçların kullanacakları yollar da duruma “ayak uydurmak için” hazırlık yapıyor. Nitekim otomobillerden sonra ileriki yıllarda ağır ticari araçlarda da “elektrikli” alternatiflerin artacağı yönündeki tahminler, Almanya’da “dünyanın ilk elektrikli otoyolu”nun açılmasına öncülük etti. 
Dışarıdan şarj edilebilir hibrit ve tamamen elektrikli ağır ticari araçların “yol alırken şarj edilmesi” amacıyla oluşturulan yol, Frankfurt’un güneyinde bulunuyor. Şimdilik sadece 10 km uzunluğunda ve “tek aracın kullandığı” otoyolun, deneme amaçlı olduğu belirtiliyor. Yetkililer, 2020 yılında 4 elektrikli TIR’ın daha bu yolu kullanmaya başlayacağını belirtirken, Siemens ve Scania arasında işbirliğiyle oluşturulmuş. Tıpkı tramvay ya da troleybüsler gibi kablolardan elektrik alan kamyon, bu yolla 90 km/s’nin üzerindeki hızlarda da şarj edilebiliyor. Araç hibrit teknolojiye sahip olduğundan, aküleri tamamen boşaldığında dizel motorun desteğini de alabiliyor.

Akıllı yol

Siemens, projenin geçmişinin 2010 yılına dayandığını hatırlatırken, söz konusu yolun bir benzerini 2016’da İsveç’in Stockholm kentinin dışında oluşturmuş. Şirket, fikri, elektrikli tren ve metro sistemlerinden almış. 

Elektrikli araçlar konusunda ciddi çalışmaları olan Çin ise, daha farklı bir yol üzerinde çalışıyor. Geçtiğimiz yıl “test için” açılan yaklaşık 1.5 kilometrelik yol, “akıllı otoban” olarak adlandırılıyor. Yolun tabanı, çok ince güneş panelleriyle donatılırken, bu paneller, yol kenarındaki aydınlatmaların yanı sıra çevredeki 800 kadar binanın aydınlatmasında kullanılıyor. Üzerinde bir çok sensörün yer aldığı bu yol, böylelik otonom araçları yönlendirmekle kalmayıp, güvenli yol almalarını sağlamayı amaçlıyor.

Jinan kentinde bulunan yol, Çin’in “akıllı otomobiller stratejisi”ne uyum sağlaması için test edilmekte. Nitekim Çin hükümeti, 2030 yılında ülke yollarındaki araçların yüzde 10’unun “akıllı” ve “otonom” (kendi kendine gidebilen) araçlardan oluşacağını hesaplıyor. 

Yol da, sensörler aracılığıyla otomobillerin navigasyonlarına güncel harita bilgilerini iletecek, elektrikli araçların akülerini yolda giderlerken kablosuz şekilde ve ücretsiz şarj edebilecek. 

Elektrikli Jest Avrupa’yı taşıyor

Karsan’ın, Alman otomotiv devi BMW ile elektrik motorlu araçlar için gerçekleştirdiği tedarik anlaşmasının ilk ürünü olan “Jest Electric”, Avrupa yollarına çıkmaya başladı.

Park ücretini bile kendisi ödeyecek!

Dünyanın önde gelen araç teknolojileri şirketlerinden Bosch, “Nesnelerin İnterneti” konusundaki çalışmalarını bir üst noktaya taşıdı. Otomobillere, makinelere, binalara ve diğer milyonlarca günlük nesneye bağlanabilirlik sağlamayı amaçlayan Bosch, bu amaçla yeni ürün geliştirme çalışmalarına devam ederken. 2018 yılında toplam 52 milyon adet “internet erişimli ürün” sattığını açıkladı. Farklı üreticiler tarafından üretilmiş 10 milyondan fazla cihazı bir “ağ”a bağlayan Bosch, bu nesnelerin kendi ekosistemleri içinde birbirleriyle iletişim kurması ve etkileşimde bulunması için iş ortaklarıyla çalışmalar yürüyor.

Peki bu ne işe yarayacak? Örneğin Bosch, elektrikli otomobillerin şarj sürecini iyileştirmek amacıyla farklı bir prototip üzerinde çalışıyor. Bu prototip, müşterilerin, kendi ihtiyaçlarına en uygun şarj noktalarını seçebilmesi, yer ayırtabilmesi ve ödeme yapabilmesini sağlamayı amaçlıyor.

Çocuk parkı!

Böylelikle sürücü, akıllı şarj istasyonu tarafından kendisine gönderilen, fiyat ve hizmet seçenekleri arasından en uygununu seçebilecek. Yani çocuklu bir sürücü, küçük çocuğu varsa ve kahve seviyorsa, oyun parkı ve kafesi olan bir şarj istasyonunu seçebilecek. Rezervasyon ve ödeme dahil tüm işlem, tamamen otomatik olarak araç tarafından gerçekleştirilecek. Bu yeni sistemle ilgili ilk denemeler halen devam ediyor.

Bosch ile Siemens, akıllı park yönetim sistemi üzerinde de çalışıyor. Böylece otomobiller, gelecekte kendi yakınlarındaki otoparklarla doğrudan iletişime geçecek ve en iyi şartları görüşecek. Otomobil, seçilen otoparkın girişine geldiğinde, bariyere kendisini tanıtacak ve sürücünün bilet almasına gerek olmadan içeri girebilecek. Araç çıkışta da bariyerle iletişime geçip, sanal işlemle kendi park ücretini kendisi ödemiş olacak.

Satışa sunulduğundan bu yana birçok Avrupa ülkesinde ilgiyle karşılanan Jest Electric’in ilk örnekleri Fransa, Almanya, Romanya, Portekiz ve Slovakya yollarında hizmet vermeye başladı. Karsan, başta Fransa olmak üzere Portekiz, Romanya, Litvanya, Slovakya, Yunanistan, İtalya ve Almanya gibi birçok ülkeden bugüne kadar toplam 35 adet Jest Electric siparişi alırken, bunun 20’si ihraç edilip teslim edildi.

Jest Electric’e ilginin giderek arttığını belirten Karsan CEO’su Okan Baş, “Yakın zamanda, Litvanya’da açılan elektrikli araç ihalesini de kazanarak toplam sipariş adedimizi 35’e kadar çıkardık. Yeni siparişler gelmeye devam ediyor, yeni ihaleler için hazırlanıyoruz” dedi.

A-Serisi’nin ‘en hızlısı’ geldi

Mercedes-AMG, yeni A 35 4MATIC ile Türkiye’deki performans tutkunlarına yeni bir model sunuyor. İlk tasarım aşamasından itibaren yeni A-Serisi üretim programının bir parçası olarak ele alınan A 35 4MATIC, tüm AMG özelliklerini bünyesinde barındırıyor. Mercedes’in yeni önden çekişli platformunu kullanan otomobilde 306 HP güç ve 400 Nm tork üreten yeni 2.0 lt 4 silindirli turbo motor ve çift kavramalı DCT 7G otomatik şanzıman görev yapıyor. Mercedes AMG A 35 4MATIC, 532 bin 500 TL’den başlayan fiyatlara sahip.

Aracın egzost sistemi, standart olarak otomatik kumandalı bir egzost kapağıyla donatılıyor. Seçilen sürüş programına bağlı olarak egzost sesi “dengeli”den “güçlü”ye doğru değişiyor. Standart “RACE-START” fonksiyonu ise kullanıcıyı, kalkış anında en kısa hızlanma süresiyle buluşturuyor. Araçta dört tekerlekten çekiş sistemi de standart sunulurken, AMG “Ride Control” sayesinde aracın yol ve viraj performansı da artırılmış.

Dışta bu modele özgü farklı tasarım elemanları ve aksesuvarlar yer alırken, A 35 4MATIC, içeride de kırmızı dikişli siyah deri veya mikrofiber kumaş döşemeler, kırmızı çerçeveli havalandırma çıkışları gibi sportif unsurlarla donatılmış. Yeni A-Serisi gibi yeni A 35’te de  yenilikçi kullanım özelliklerine sahip MBUX bilgi ve eğlence sistemi mevcut.

Toyota’nın sportif efsanesi sıra yazıyor

Toyota’nın spor otomobiller arasında bir “fenomen”e dönüşen efsane modeli Supra, tamamen yeni 5. nesliyle yollara geri dönüyor. Arkadan itişli GR Supra, öne yerleştirilmiş 6 silindirli motoruyla benzersiz bir sürüş deneyimi sunarken, markanın başarılı yarış takımı “Toyota Gazoo Racing” tarafından geliştirilen ilk global “GR” modeli olarak da dikkat çekiyor. Geçtiğimiz yıllarda daha heyecan verici otomobiller üreteceklerini açıklayan Toyota Başkanı Akio Toyoda’nın direktifleriyle geliştirilen araç, saf sürüş heyecanını turbo beslemeli 3.0 lt motordan alıyor. 340 HP ve 500 Nm tork üreten bu motor, 8 ileri otomatik şanzımanla eşleştirilmiş. GR Supra, maksimum çekişin sağlandığı Kalkış Kontrol özelliğiyle birlikte 100 km/s hıza sadece 4.3 saniyede erişebiliyor.

Direksiyon, gaz pedalı, fren basıncı, motor ve lastik hızının yanı sıra yalpa oranı sürekli elektronik kontrol ünitesince gözlemleniyor. Adaptif Değişken Süspansiyon ise, ise yol yüzeyinde değişimlere göre tepki veriyor. 

2019 içinde üretilecek 900 adet aracın tamamı satılırken, 2020’de satışa sunulacak araçlar için 2 bin kişinin şimdiden sıraya girdiği belirtiliyor. Ayrıca, ilk siparişleri veren müşterilere “Supra 900 Kulübü” ile özel ayrıcalıklar da sağlanıyor.