Doğu Akdeniz ve Libya meselesi bir beka meselesidir. 

ABD’li üst düzey yetkili: 
“Türkiye - Libya anlaşması, yararsızdır ve Washington'u endişelendiriyor.” — Reuters 

Yunanistan, darbeci sisi yönetimindeki Mısır ve Libya'da hükümeti devirmek isteyen Hafter Doğu Akdenizde Türk donanmasına karşı ortak bir güç oluşturma kararı almış..

Bugün Doğu Akdeniz’de yalnız kalmamızın, herkesin bize karşı birleşmesinin, Mısır’la, İsrail’le, Suriye’le ve hatta Lübnan ile düşman olmamızın, Suriye ve Libya’da etkin rol almamızın, kaynaklarımızı bu uğurda feda etmemizin nedeni Doğu Akdenizde hakkımız olanı talan ettirmememizdir. Ecdad yadigarı Akdeniz'de Mavi Vatandan vazgeçmeyişimizdir.

Libya meşru hükümeti kaybederse Türkiye Libya ile yaptığı anlaşma ile Doğu Akdeniz'de kazandığını kaybeder. Kazandığı değil hatta bizatihi bizim olan münhasır ekonomik bölgeyi kaybederiz..

Bizim olan nedir, neyi kaybederiz?

Vatan sadece topraktan ibaret değildir. Türkiye’nin kıta sahanlığı içinde yer alan denizler Türk milletinin Mavi vatanıdır.

Doğu Akdeniz'de bize ait olan 144.000 km karelik “Mavi Vatan” gasp edilmiş durumda. Batı’nın şımarık çocuğu Yunanistan ve Kıbrıs’taki sözde Rum Devleti ile İsrail, Lübnan ve Mısır ile MEB antlaşmaları yaptırılarak deniz yetki alanları belirlenmiş, Türkiye’ye ait 144.000 km karelik MEB hukuksuzca işgal edilmiştir.

 

Doğu Akdeniz'de şartlar ne olursa olsun, her şeyi göze alıp bizim olana sahip çıkmak zorundayız. Uluslararası hukuka göre Doğu Akdeniz'de MEB sınırları belirlenirken; bu bölgeden en çok payı en uzun kıyı şeridine sahip Türkiye, Mısır ve Libya'nın alması gerekirken, Kıbrıs Rum kesimi ve Meis MEB alanlarını adeta yağmalamış durumda. 

 

 

Sesric Libya Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa El Sagezli: "Libya’da Sanusi aşireti Osmanlı ile yakın olan ve onlar için savaşan bir aşirettir. Osmanlı Parlementosuna milletvekili de göndermiştir. Libya’nın tarihini Türkiye’den ayıramayız. Osmanlı tarihi bizim de tarihimizdir."

 

Bu yağmaya taraf yapamadıkları sadece Libya kalmıştı. Onunla da biz anlaşıyoruz. Libya yasal hükümetiyle yaptığımız anlaşma adeta bir kalkan gibi bütün oyunları bozmuş durumda. Bu da Yunanistan'ın dolayısıyla AB'nin kabusu oldu.

 

Libya'daki yasal hükümeti düşürmeye çalışan Hafter'i Batı’nın bu kadar pervasızca destekliyor olmasının tek sebebi Türkiye ile Libya arasında yapılan MEB antlaşmasıdır. AB’nin yanında ABD ve Rusya da farklı gerekçelerle Hafter'in arkasında.

Kısaca BAE, Suudi Arabistan, Mısır, Yunanistan, İsrail, Fransa, Rusya, ABD ve onların taşeronu Hafter bir taraf, Osmanlı bakiyesi Libya Hükümeti ve Türkiye bir taraf.

Elimizden alınmak istenen Doğu Akdeniz münhasır ekonomik bölgemiz için savaşıyoruz. Doğu Akdeniz petrol ve doğalgaz rezervleri ile emperyalist devletlerin iştahını kabartmakta.

 

Türkiye’nin Libya’ya asker göndermesine TBMM’de Dışişleri Komisyonu’nda HDP, CHP ve İP “hayır” dedi. 

 

1911’de binlerce Türk askeri/sivili gönüllü olarak ölüme gitmişti; Atatürk, Enver Paşa, Nuri Paşa, Süleyman Askeri, Şehzade Osman Fuat..

 

O zamanlar Libya Osmanlı toprağı idi.. 

Halaskar Gazi Mustafa Kemal Atatürk vatan toprağı İtalyan çizmesiyle kirlenmesin diye oradaydı. Bugün Libya’da Türkiye’den askeri destek talep edenler Atatürk’le beraber İtalyanlarla savaşan kahramanların torunlarıdır.

 

Türkiye Libya’da olmalı, olmak zorunda. Bu tarihi bir zorunluluktur. Bu Mavi Vatan Akdeniz’de egemenlik haklarımız için bir zarurettir.

 

Bizim olana sahip çıkmak zorundayız, sahip çıkacağız..

 

Ne Mutlu Türküm Diyene!