Dünyadaki tüm terör örgütlerinin en büyük besleyicisi ve yönlendiricisi ABD’nin, pkk’nın elebaşlarından Murat Karayılan için 5, Cemil Bayık için 4, Duran Kalkan için 3 milyon dolar ödül koyması haberini duyunca ilk aklıma gelen rahmetli Nejat Uygur’un Cibali Karakolu isimli tiyatro oyunu olmuştur.

Cibali Karakolu’nda amir olan Nejat Uygur, baskın düzenleyeceği randevu evini arayıp, “Ben sizin orayı basacağım, siz yukarı kata çıkın” diye uyarıyordu ya, ABD’nin terörist elebaşları için ödül koyması da aynı ona benziyor. ABD Kandil Dağı’ndaki randevu evine baskın yaparsa da, kesin olarak “Siz şu dağa geçin, biz Kandil Dağı’nı basacağız” diye de önceden uyaracaktır.

ABD’nin, pkk’nın elebaşları için ödül koyması tiyatrodan başka bir şey değildir. Bu tiyatrodan da bir şeytanlık düşündüğü ortadadır. Terörist elebaşıları Murat Karayılan, Cemil Bayık, Duran Kalkan ABD’nin silah yardımı yaptığı YPG’nin terör eylemlerini yöneten durumundayken, pkk elebaşlarına ödül konulması göz boyama ve resmen dalga geçmektir.

Aslında şuan terör örgütü pkk’nın başı Trump gibidir. Teröristbaşı öcalan’ın sesi çıkmıyor, zaten örgüt üzerinde eski gücü de kalmadı. Şu an terör örgütü pkk’nın bakıcılığını, yöneticiliğini Trump yapıyor. Belki de Trump daha genç ve dinamik terör örgütü kadrosu kuracağı için yaşlı terörist tayfayı satışa çıkarıyor.

Para düşkünü Trump pkk’ya silah yardımı yapıp, silahların parasını da nasıl ki, Suudi Arabistan’dan alıyorsa, Murat Karayılan için 5, Cemil Bayık için 4, Duran Kalkan için 3 milyon dolar olarak belirlenen parayı da Suudi Arabistan’dan alır. Sözde yakalamayla da onları alır ABD’de baş konuk yapar!

Çünkü Trump pkk’lı evlatlarına kıyamaz!

ABD’ye “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” diyeceğiz ama ABD’nin politik bir karakteri olmadığı için bu söz onun için bir şey ifade etmeyecektir.

Terör örgütü pkk’nın elindeki bütün silahlar ABD üretimi silahlar iken, terör örgütünün ikinci adamı durumundaki terörist elebaşlarına bu ödül işi Türkiye’nin gözünü boyama amaçlı ise, ABD gözünü boyamak istediği Türkiye’den ne almak isteyecektir?

Daha 2-3 gün önce terör örgütü pkk ile Münbiç’te devriye gezen ABD’nin ikiyüzlülüğü ortadadır. ABD neyi planlamaktadır?

Türkiye’ye bu üç teröristi teslim edip, karşılığında Suriye’den sözde kürdistan’a parça koparmayı mı düşünmektedir?

İran’a baskıyı Türkiye’nin üzerinden mi hesap etmektedir?

Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın “ABD’nin kararına ihtiyatla yaklaşıyoruz, PYD’yi perdelemek içinse yakında ortaya çıkar” sözü de yerindedir. Suriye’de pkk ile kucak kucağa olan ABD’nin bu tiyatrosu elbette ihtiyatla karşılanmalıdır.

Somut olarak attığı her adım gösteriyor ki, ABD’nin asıl tarafı terör örgütünden yanadır.

O yüzden ABD’nin ödül konusuna balıklama atlamamak lazımdır. ABD ikiyüzlülükten vazgeçecekse önce teröristlerin eline verdiği silahları toplamalı ve beraber yol yürüdüğü teröristleri imha etmelidir. Terör örgütü PKK’nın Suriye’de kurduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG), temsilciliğin misyonunu “Amerika’daki yasama faaliyetlerini Suriye’de federalizmin bir çözüm olarak seçilmesi, Türk işgalinin sonlandırılması ve SDG’nin kontrolündeki bölgede uluslararası bir havalimanı işletmesine izin verilmesi yönünde etkileme” şeklinde belirtip, ABD’de temsilcilik açmak için başvuruda bulunmuştu. ABD terör örgütünün bu başvurusu karşısında ne yapmıştı?

Bu başvuruyu kabul eden ABD, şimdi bu terör örgütünün kamplarında eğitim veren Murat Karayılan, Cemil Bayık, Duran Kalkan üzerinden küresel soytarılık yapmamalıdır.

ABD, terör örgütü pkk içinde hücre yenilenmesi, kan değişimi yapmak için böyle bir karar aldıysa, bunu da silahları nasıl dünyanın gözü önünde terör örgütüne veriyorsa o şekilde rahatça açıklamalıdır.

Nasıl olsa ABD’ye en çok yakışan ikiyüzlülük, samimiyetsizlik ve pişkinliktir.

Türkiye ne olursa olsun terörle mücadele kararlılığından taviz vermemelidir.

Bu mücadele de en ufak bir taviz verilirse ABD beslemesi terör örgütlerine Türkiye’de yine ve yeniden alan açılacak demektir.

Trump’ın pkk’lı evlatlarına göz açtırmamak lazımdır.

ABD Türkiye’ye yine bir çözüm süreci dayatıyorsa, AKP Türkiye’nin yaşadıklarından ders çıkarıp, asla bu tuzağa düşmemelidir.

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, hissetmediği, görmediği bir konuda durduk yere “Türkiye’yi kurnazca ve kurulan tuzaklarla yeni bir çözüm sürecine çekme, yeni bir çözülme fırtınasına sokma arayış ve çabaları varsa, bilinmelidir ki, Türk milleti altın kase içinde servisi yapılan öldürücü zehri asla içmeyecek, bu oyuna kesinlikle gelmeyecektir. Terörle masa kurulmaz, teröristlerle müzakere yapılmaz, aman dileyerek, seri tavizler vererek akan kan durmaz, cinayetler son bulmaz. Geçmişte yaşananlar tecrübedir ve hamd olsun Türkiye badireli günleri atlatmıştır. Terörizmin bitişi konuşmayla olmaz, hainleri yok etmeden milli huzur ve sükûnet gerçekleşemez.” uyarısında bulunmaz. Demek ki, gördüğü ve hissettiği bir durum vardır.

ABD yeryüzünün büyük şeytanıdır.

Dostluğuna, müttefikliğine, stratejik ortaklığına güven olmayacağını her olayda göstermiştir. Murat Karayılan, Cemil Bayık, Duran Kalkan meselesini Türkiye kendi gücüyle halletmelidir. “Kurda neden boynun kalın?” demişler, kurtta; “işimi kendim görürüm de ondan” demiş. Türkiye’nin bakış açısı bu olmalıdır.

Mail: yildiraycicek@turkgun.com
Twitter: Yildiraycicek9
Instagram: yildiraycicek1944